Cumhurbaşkanı Ersin Tatar,20 Temmuz Barış Harekatı’nın 50. Yılı etkinlikleri çerçevesinde BRT’de ‘Manşet +’ özel programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Tatar, 50. Yıl dönümü kutlamaları için hazırlıkların hem yurtiçi hem de yurtdışında birkaç aydır sürdüğünü belirtti.
20 Temmuz’un öncesine bakıldığında Rumların ve Yunanların Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması hedefi ile hareket ettiklerini anımsatan Tatar, bu amaçla Kıbrıslı Türklere acımasız ve insan haklarına uymayan bir muamele uyguladığını kaydetti.
Tatar, masum ve sivil insanlar arasında çok kayıplar yaşadığını ve bu kayıplardan bir kısmının halen bulunamadığını söyledi.
Tatar “Kıbrıs Türkü büyük acılarla bugünlere geldi ancak halen daha istediğimiz noktada değiliz çünkü karşı taraftaki zihniyet kendi vicdanları ile bunun muhasebesini yapmaktan bile yoksun” dedi.
20 Temmuz 1974’ün Kıbrıslı Türkler için en önemli tarih olduğun söyleyen Tatar, 15 Temmuz 1974’de, 21 Aralık 1963’de olduğu gibi Kıbrıslı Türkler'in yok edilmesi için harekete geçildiğini anımsattı.
“15 Temmuz darbesinin ardından Türkiye son şansını kullanmak zorundaydı ve kullandı” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’in İngiltere’ye yaptığı ziyaret sırasında, İngiltere Başbakanının kendisini uyardığını anımsattı.
Tatar “Ancak onları bizim duygularımızı bilmiyor. Onlar Türkiye için Kıbrıs’ın milli bir dava olduğunu, buradaki soydaşlarının katliamına seyirci kalamayacağını bilmiyor” dedi.
Bülent Ecevit’in “Biz barışı hem Türklere, hem Rumlara götürüyoruz” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar “tam da böyle olmuştur. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı bölgenin de istikrarına hizmet etmiştir.” diye konuştu.
1974 Kıbrıs barış hareketinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Tatar, harekattan sonraki süreçte Kıbrıs Türkü'nün kalıcı bir anlaşma için çok çaba harcadığını belirtti.
Rumların Kıbrıs Türkleri'ne karşı her türlü ambargoyu sürdürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, esas işgalcinin Rumlar olduğunu vurguladı, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgal ettiklerini söyledi.
“Bir anlaşma olacaksa artık bu iki devletli bir çözümle olacaktır” diyen Cumhurbaşkanı, Rumların eşitlik temelinde bir anlaşmaya hiçbir zaman yanaşmadığını kaydetti.
Tatar “Rumların anladığı federasyon ile Kıbrıs Türk halkının anladığı federasyon arasında dünya kadar fark vardır, ortak nokta yoktur. Çünkü onların anladığı federasyon çoğunluğun azınlığı yönetmesidir” dedi.
Kıbrıs’ta üçüncü darbenin 1 Mayıs 2004’te Rumların AB’ye alınması olduğunu belirten Tatar, bu süreçte ne garantör ülke olan Türkiye’ye ne da Annan Planı'na evet diyen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olan Kıbrıs Türklerine danışılmadığını belirtti.
“Müzakere masasına oturup çerçeveyi belirlemeden aynı minvalde bunları gündeme getirmek bize ancak zaman kaybettirir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, kim ne derse desin yollarına devam edeceklerini söyledi.
Önemli olanın KKTC algısını yükseltmek olduğunu, yaptıkları ziyaretler ve görüşmelerle KKTC’yi tanıttıklarını kaydeden Tatar, yurtdışı ziyaretlerine yönelik eleştirilerin haksızlık olduğun, ülkenin tanıtılması için çalıştığını belirtti, Azerbaycan ve diğer Türk devletleri ile ilişkilerin her geçen gün geliştiğini anlattı.
İki devletin yan yana işbirliği ile Kıbrıs’ta çok güzel bir gelecek kurulabilir” diyen Tatar, doğal kaynakların ve Türkiye’den kablo ile gelecek enerjinin işbirliği içinde kullanılabileceğini kaydetti.
Tatar “İki devletin işbirliği ile çok şeyler yapılabilir ve bundan hem Rumlar hem Türkler fayda sağlayabilir” dedi.
Son 50 yılda çok şey başarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, ülkede her türlü kurumun bulunduğunu kaydetti. Tatar “tüm dünya bizimle ilişkiye girmeye hazırdır çünkü burada muhataplarının olduğun görüyorlar. Kendi yasaları ile her türlü işleyiş biçimi ile burada saygın bir otorite olduğun görüyorlar diye konuştu.