Türkiye'de birikim yapmak pek kolay değil, genel olarak borç yönetimi ve hediye ekonomisi ile yaşıyoruz. Borç yönetimi dediğim kısım işte kredi kartlarına takla attıra attıra, birinden çekip birinden yatırarak durumu idare etmek.
Hediye ekonomisi de genel olarak "Sen benim işimi gör, ben senin işini göreyim" mantığı, zira her zaman bir şeyleri çözecek maddi imkânlar bulunamıyor. Azıcık kenara para koyabilen de hemen şu soruyu soruyor: "Dolar ne olur?"
Evet, TL tarihsel olarak dolara karşı sürekli değer kaybeden bir para birimi ve TL'deki enflasyondan ya da değer kaybından korunmak için dolar alınması en kolay yollardan biri. Peki gerçekten de en mantıklı yatırım aracı mı? Hatta yatırım aracı mı?
Öncelikle "yatırım aracı" nedir, ne değildir?
Yatırım aracının mantığı şudur, elde ettiğiniz varlık sizin için para kazanmalıdır. Bu bir tahvil olabilir, mevduat hesabı olabilir, gayrimenkul olabilir, çeşitli alternatifler bulunur.
Burada dövizi yatırım aracı olarak saymak hem doğru hem yanlıştır. Yanlış olan durum şudur: Paramı döviz yaptım, artık değerlenecek. Evet, TL'ye göre değerlenir ancak dolar enflasyonu diye bir şey var. 10 sene öncesinin 100 dolarının alım gücüne bugün ulaşmak için 133 dolara ihtiyaç var.
Ha derseniz ki "Ben arbitrajlı işlemler yapıyorum, dövizimden kur değişiminin ötesinde gelir elde edebiliyorum.", o zaman yatırım aracı olarak kabul edebilirsiniz. Yoksa döviz ve elbette dolar da bir ödeme aracıdır. Dünyanın bir yerlerinde birileri dolar verip gofret falan alıyor, TL'den farklı bir kullanıma sahip değil. Bunu anlamak, bize fayda sağlayacaktır.
Hadi şimdi eldeki imkânlarla doların enflasyonuna bakalım:
Önce en eski yöntemlerden biri olan altına, sonra borsaya, ondan sonra da gayrimenkullere bakıp performanslarını dolara karşı kıyaslayacağız. Kendiniz karar vermek isterseniz de canınızın istediği ve fiyat değişim grafiğini bulabildiğiniz hemen her şeyle doları karşılaştırabilirsiniz.
Öncelikle altına bakalım:
Bu noktada işimiz çok kolay zira XAU/USD diye bir paritemiz var, kendisi aynı miktar altını farklı dönemlerde kaç dolara aldığımızı gösteriyor. Altın, dolara karşı geçtiğimiz bir yıllık süreçte %8,73 değer kazanmış durumda.
Tabloda zaman aralığını genişlettikçe aradaki fark daha da dramatikleşiyor. Paritenin ortaya çıktığı 1833'ten bu yana altın, dolara karşı tam %9730,2 değer kazanmış durumda.
Gelelim Borsa İstanbul'a...
Dolar, TL karşısında 5 yıllık süreçte tam %482,10 oranında değer kazandı. Yani o gün gidip 10 bin lirayla dolar alsaydınız, bugün 48.200 TL'niz olacaktı. İyi bir kazanç olduğunu mu düşünüyorsunuz? Asgari ücret aynı dönemde 8,4 kat arttı. BİST100'deki şirketlere bu parayı eşit pay edip yatırsaydınız paranız 96.300 TL'yi geçecekti.
Peki ya konutta durum nedir?
Konut piyasasında elbette konumdan konuma, binadan binaya değişkenlik fazla ancak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklanan Konut Fiyat Endeksi raporu, bu noktada yardımımıza koşuyor.
2017-2023 arası karşılaştırmalar elimizdeki son karşılaştırmalar olduğu için o endeks değişimine bakacağız. Bu durumda da Türkiye'de 2017-2023 döneminde konutlar, ortalamada tam 11,5 kat değerlenmiş durumda. Yani 2017'de bir ev satıp, parayı dolara yatırıp, yeniden aynı evi almaya kalksaydınız, en iyi ihtimalle (en ucuzdan dolar alıp en üstten bozduğunuzda) paranız 8,3 kat değer kazanmış olurdu. Evin fiyatının ('lik kısmı için para bulmanız gerekirdi.
Bonus: Çay markası
Pandemi öncesi çay içmek için esnaf çay ocağından tanesi 1 liraya alınan çay markaları, şimdi 10 liradan veriliyor. 10 liraya oralet içince de ucuz diyoruz.
Sonuç olarak dolar almak bizi TL'deki enflasyona karşı kısmen korusa da dolar enflasyonundan korumuyor. Yatırımın gerçekten anlamlı olması için, enflasyona rağmen kazanç elde edebilmemizi sağlaması gerekiyor.
Kaynaklar: TCMB, Investing.com, tradingview.com, Mahalledeki Çaycı AbiKonuya ilgisi olanlar için diğer içeriklerimiz:
Kaynak: WEBTEKNO.COM