Lösemi hastalığının tanımını yapan Dr. Öğr. Üyesi Ersoy, “Lösemi, kanı ve kemik iliğini etkileyen bir kanser türüdür. Enfeksiyonla savaşmaktan sorumlu olan beyaz kan hücrelerinin hızlı ve kontrolsüz çoğalması ile oluşur. Bu kontrolsüz çoğalan hücreler sağlıklı kan hücrelerinin yerini alarak vücudun enfeksiyonlarla savaşma, kanama kontrolü ve dokulara oksijen taşıma yeteneğini bozar" diye konuştu.
“GENETİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER NEDEN OLABİLİR"
Löseminin nedenlerinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Ersoy, “Löseminin kesin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır ancak genetik ve çevresel faktörlerin birleşiminden kaynaklandığı düşünülmektedir. Belirli genetik mutasyonlar ve radyasyona, kimyasallara (benzen gibi) ve belirli virüslere maruz kalma, lösemi gelişme riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir" dedi.
“SİGARA İÇME RİSK FAKTÖRLERİ ARASINDADIR"
Lösemiyi artıran risk faktörlerine değinen Dr. Öğr. Üyesi Ersoy, “Lösemi için risk faktörleri arasında belirli kimyasallara maruz kalma (benzen gibi), iyonlaştırıcı radyasyon, belirli genetik bozukluklar (Down sendromu gibi), sigara içme ve belirli viral enfeksiyonlar (insan T hücreli lösemi virüsü gibi) yer alır" şeklinde konuştu.
“YORGUNLUK VE HALSİZLİK GÖRÜLEBİLİR"
Lösemi hastalığının belirtileri hakkında da bilgilendirmede bulunan Dr. Öğr. Üyesi Ersoy, “Löseminin yaygın semptomları arasında yorgunluk, halsizlik, sık enfeksiyon geçirme, ateş, kolay morarma veya kanama, kilo kaybı, şişmiş lenf düğümleri ve kemik ağrısı yer alır" dedi.
“HER YAŞTA ORTAYA ÇIKABİLİR"
Lösemi sıklığı ve sık görüldüğü yaş aralıkları konusunda ise, Dr. Öğr. Üyesi Ersoy, şu bilgileri paylaştı: “Lösemi her yaşta ortaya çıkabilir, ancak belirli türleri belirli yaş gruplarında daha sık görülür. Akut lenfoblastik lösemi (ALL) çocuklarda daha sık görülürken, kronik lenfositik lösemi (KLL) yaşlı yetişkinlerde daha sık görülür. Löseminin görülme sıklığı türe ve coğrafi bölgeye göre değişmektedir. Genel oranlar değişebilse de, eğilimleri ve herhangi bir artışın potansiyel nedenlerini anlamaya yönelik araştırmalar devam etmektedir."
“KAN TESTLERİ İLE TEŞHİS EDİLEBİLİR"
Löseminin tanı yöntemlerini belirten Dr. Öğr. Üyesi Ersoy, “Lösemi tanısı kan testleri, kemik iliği biyopsisi ve görüntüleme çalışmaları ile konur. Bu testler löseminin tipini, risk grubunu ve en iyi tedavi yöntemini belirlemeye yardımcı olur" ifadelerini kullandı.
“RİSK FAKTÖRLERİNE MARUZ KALMAKTAN KAÇINARAK RİSKİNİZİ AZALTABİLİRSİNİZ"
Lösemiden korunmak için neler yapılabileceğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Ersoy, “Lösemiyi önlemenin garantili bir yolu olmasa da sigara içmek, zararlı kimyasallara maruz kalmak ve aşırı radyasyon gibi bilinen risk faktörlerine maruz kalmaktan kaçınarak riskinizi azaltabilirsiniz. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve stres yönetimini içeren sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek de genel sağlığı destekleyebilir" dedi.
"DENGELİ BESLENMEK BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN GELİŞMESİNİ SAĞLAR"
Lösemi ve beslenme arasındaki ilişkiye dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Ersoy, şunları söyledi: “Beslenme, vücudun lösemi gibi hastalıklara karşı savaşmasına yardımcı olan bağışıklık sisteminin işlevi de dâhil olmak üzere genel sağlıkta destekleyici bir rol oynar. Meyveler, sebzeler, tam tahıllar ve yağsız proteinler açısından zengin dengeli bir beslenme, bağışıklık fonksiyonunun ve genel sağlığın desteklenmesine yardımcı olabilir. Ancak lösemiyi önlediği kanıtlanmış spesifik bir diyet veya beslenme yaklaşımı yoktur."
“HASTANIN DURUMUNA GÖRE KEMOTERAPİ İÇERİKLİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ UYGULANIR"
Lösemide tedavi yollarından bahseden Dr. Öğr. Üyesi Ersoy, “Lösemi tedavisi; löseminin tipine, evresine ve bireysel hasta faktörlerine bağlıdır. Yaygın tedaviler arasında kemoterapi, radyasyon terapisi, hedefe yönelik tedavi, immünoterapi ve kemik iliği veya kök hücre nakli yer alır. Tedavi planları her hastanın özel ihtiyaçlarına göre uyarlanır ve bu yaklaşımların bir kombinasyonunu içerebilir. Lösemiyle ilgili endişelerinizi veya sorularınızı, kişisel sağlık durumunuza göre kişiselleştirilmiş bilgi ve rehberlik sağlayabilecek sağlık uzmanınızla görüşmeniz önemlidir" diye konuştu.
DHA
Kaynak: SACITASLAN.COM