Bu hastalığın girişimsel tedavisinde ilk bulunan yöntemin koroner arter baypas cerrahisi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Murat Tulmaç, bu yöntemin tıkalı damarın devamındaki sağlıklı kısma başka bir damar (greft) bağlanması ile kan akımının düzeltilmesine dayandığını söyledi. Koroner arter baypas cerrahisinin büyük bir ameliyat olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tulmaç, bunun da uzun dönemde greft olarak kullanılan toplardamarın zamanla dejenere olmasıyla iş göremez hale gelmesi gibi bazı dezavantajlara sahip olduğunu dile getirdi.
‘STENT İLE DAMARIN İÇ YÜZEYİNDEKİ YIRTILMA VE ANİ TIKANMA ÖNLENEBİLİR’
Prof. Dr. Tulmaç, zamanla atardamar greftleri daha küçük kesiler gibi yöntemlerle gelişse de 1977’de ilk kez koroner artere balon uygulaması ile bu yöntemin kullanımını sınırladığı için koroner arter tedavisinde yeniliklerin olduğunu belirtti. Ancak balonla damar açılmasında işlem esnasında ani damar tıkanması riski olmasının, bu yöntemin kullanımını sınırladığını dikkat çeken Prof. Dr. Tulmaç, bunun üzerine geliştirilen ‘balona monte edilmiş stent’ ile damarın iç yüzeyindeki yırtılmaları ve ani tıkanmayı önlemenin mümkün olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Tulmaç, “Ancak bu yöntemde de yabancı bir cisim olan stente reaksiyon sonucu ani pıhtılaşma ile tıkanma veya damar içine doğru dokunun büyümesiyle yeniden daralma (restenoz) gibi sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle çözüm olarak, aspirine ek olarak kullanılan trombosit fonksiyonlarını azaltan diğer ilaçlarla pıhtılaşma sorunu, ilaç kaplı stent teknolojisi ile de içe doku büyümesi riskinin azaltılması amaçlandı” ifadelerini kullandı.
‘İLAÇ KAPLI BALONLARLA TEDAVİ ÖNEMLİ BİR SEÇENEK HALİNE GELDİ’
Stentin damar mimarisini ve esnekliğini olumsuz etkilemesinin, ileride baypas gerektiğinde zorluğa neden olmasını önlemek amacıyla üretilen eriyebilen stentlerin de beklenen faydayı göstermediğini belirten Prof. Dr. Tulmaç, en az mevcut stentler kadar esnek ve kenarlara doğru güçlü etkiye sahip eriyebilen malzemeden üretilen stent arayışının sürdüğünü vurgulayarak, “Yeniden daralan stentlerde ve ince damarlarda ilaç kaplı balonların en az stent kadar faydalı olduğu görülmüş, gelecekte sadece damar içi akımı bozan yırtılma varsa stente başvurulacak şekilde ilk tedavi yöntemi olmaya aday hale gelmiştir” dedi.
‘KİREÇLİ, KRONİK TIKALI DAMARLARI AÇMAK İÇİN TECRÜBENİN ÖNEMİ ARTTI’
İdeal girişim için IVUS, OCT gibi damar içi görüntüleme, rotablasyon, litotripsi, özel balon, tel ve mikrokateterler, daha esnek ve ince alaşımlı stentler ile kireçli, kronik tıkalı damarlara ve damar dallanma bölgelerine dahi başarılı müdahalelerin mümkün olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tulmaç, “İşlemlerin karmaşıklaşması ile operatör tecrübesi ve bilgisinin önemi artmış, ‘Kırat sahibine göre kişner’ atasözünün de akıldan çıkmaması gerektiği görülmüştür. Balon/stent ve baypasta gelişmeler olurken tıbbi tedaviler de yıllar içerisinde ciddi gelişme göstermiştir. Koroner arter hastalığını ilerlemesini önleyip hatta gerileme sağlayan, hastalığın risk faktörlerini düzelten ve göğüs ağrısını efektif şekilde azaltan tıbbi tedavilerdeki gelişmeler sayesinde girişimsel tedaviye gerek kalmadan göğüs ağrısını dindirmek, sağlıklı bir yaşam devam ettirmek çoğunlukla mümkündür” diye konuştu.
Prof. Dr. Tulmaç, tıbbi tedavideki gelişmeler sayesinde girişimsel tedavinin hastaların çoğunda yaşam süresini ekstra uzatmasa da yaşam kalitelerini düzelttiğini kaydetti.
DHA
Kaynak: SACITASLAN.COM