21 Nisan 2025’te başlayan duruşmayla birlikte ABD Adalet Bakanlığı (DOJ), Google'ın çatı şirketi Alphabet’i “arama piyasasını haksız şekilde tekeline alma” ile suçluyor.
Savcılar, Google’ın hem telefon ve bilgisayarlarda kendi arama motorunu varsayılan hâle getirmek için yaptığı milyarlarca dolarlık anlaşmaların hem de yapay zekâ destekli yeni ürünlerini kullanarak rakiplerini saf dışı bırakmaya çalıştığını öne sürüyor.
Google'a yöneltilen suçlamalar
Savcılar, Google’ın pazardaki gücünü pekiştirmek için iki ana yönteme başvurduğunu iddia ediyor:
İlki varsayılan arama motoru anlaşmaları. Google, 2022’de Apple’ın Safari tarayıcısında kendi motorunu otomatik olarak öne çıkarmak için 20 milyar doları aşkın ödeme yaptı. Şirket benzer şekilde Samsung telefonlarda Gemini AI uygulamasının yüklü olarak gelmesi için ayrıntıları kamuoyuna henüz tam anlamıyla yansımayan büyük tutarlar harcadı.
Bu sayede kullanıcıların önemli bir kısmı Google haricinde başka bir arama motoruna ulaşma fırsatı bulamadan hizmetlerini Google’da sürdürmek zorunda kaldı.
İkinci yöntem ise yapay zekâ yatırımları. Savcılar, Google’ın yeni yapay zekâ tabanlı arama özelliklerini de hızla piyasaya sürerek, rakiplerin bu teknolojilere yetişmesini neredeyse imkânsız hâle getirdiğini; böylece hem arama sonuçlarının kalitesini hem de kullanıcı sadakatini artırdığını iddia ediyor.
Google'ın "tekel" olmak için başvurduğu strateji
Savcılar, Google'ın bu süreçteki eylemlerini "kötü döngü" (vicious cycle) ifadesiyle yorumluyor. Buna göre Google, varsayılan arama motoru olduğu her ortamdan (tarayıcı, telefon, tablet) gelen sorgularla devasa miktarda veri topluyor. Bu verilerle arama sonuçlarını sürekli iyileştiriyor; iyileşen sonuçlar daha fazla kullanıcı çekiyor, artan kullanıcı trafiği daha çok reklam geliri sağlıyor ve bu gelirler de yeniden “varsayılan olma” anlaşmalarına yatırılıyor. Böylelikle rakiplerin bir adım dahi öne geçme şansları kalmıyor.
Buna ek olarak Google’ın veri tekelini güçlendirme yolunda hiçbir rakibin bu sorgu ve tıklama verilerine tam erişim vermemesi de eleştiriliyor. Savcılar, “Piyasaya yeni giren veya küçük firmalar, Google verilerine ulaşamadıkları için kendi sistemlerini geliştiremiyor; bu da girişim kapasitelerini iyice zorlu hâle getiriyor.” diyor.
Google'ın savunması
Google, şu ana kadar mahkemedeki savunmasını üç ana eksende kurmuş durumda:
Kalite ve kullanıcı tercihleri: Şirket, “Biz en iyi arama deneyimini sağlıyoruz, insanlar da kendi rızasıyla bizi seçiyor.” diyerek, varsayılan anlaşmaların değil, hizmet kalitesinin kullanıcıları Google’a çektiğini belirtiyor.Gizlilik ve güvenlik endişeleri: Google mahkemede tartışılan veri paylaşımı ve ayrıştırma planlarının kullanıcı verilerini riske atacağı, cihazların güvenliklerini zayıflatacağı ve nihayetinde tüketici haklarını etkileyeceğini söylüyor.Mevcut rekabet: Google; Bing, ChatGPT ve Perplexity gibi alternatiflerin gelişimini işaret ederek “Pazar zaten dinamik ve rekabetçi; yeni adımlar sadece Google’ı cezalandırıp tüketiciye zarar verecek.” diyor.Dava nasıl ve ne zaman sonuçlanır yorum yapmak güç ancak dava yalnızca Google’ın sınırlarını belirlemekle kalmayacak, aynı zamanda internetin nasıl işlediği ve dijital rekabetin kuralları üzerine de kalıcı bir etki ve emsal kararlar bırakacak.
Hâkimlerin savcıların önerdiği yapısal değişikliklere onay vermesi, arama ve yapay zekâ pazarına yeni girişimlerin adım atmasına, kullanıcıların ise daha zengin seçenekler ve daha dengeli bir ekosisteme kavuşmasına imkân tanıyabilir. Öte yandan Google’ın savunması haklı bulunursa, sahip olduğu güç ve başarılı hizmetleri hız kesmeden devam edecek.
Yani temelde bu mahkemeden çıkacak karara yalnızca bir şirketin kaderi olarak bakmamak gerek. İnternet tarihi ve dijital rekabet anlayışımız köklü bir değişime uğrayabilir.
Google ile ilgili diğer içeriklerimiz:
Kaynak: WEBTEKNO.COM