İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi'ndeki Dermatoloji Uzmanı Dr. Tuğçe Özkapu, hava sıcaklığının yüksek olduğu dönemde serinlemek için havuza girenleri klor alerjisine karşı uyardı. Klorun havuzlarda suyun temizlenmesi amacıyla sıklıkla kullanılan bir dezenfektan olduğunu belirten Dr. Özkapu, klorun cilde temasının özellikle bazı bireylerde ciltte kuruluk, tahriş ve kaşıntı gibi şikayetlere neden olabileceğini söyledi. Bazı ciltlerin diğerlerinden daha hassas olduğunu anlatan Dr. Özkapu, "Özellikle kuruluk sonrası, yeterli nemlendirme sağlanmazsa cilt bariyeri bozulur. Bu da cildimizi hem enfeksiyonlara hem de alerjilere yatkın hale getirir. Bazı bireyler bu tip durumlara daha yatkın olur. Özellikle cilt hassasiyeti olan bireyler klorun cilde teması sonrası reaksiyonu daha belirgin olarak gösterebiliyor. Yine cilt rahatsızlığı olan kişiler bu belirtilere daha yatkındır" diye konuştu. Özellikle yaz aylarında bu şikayetleri çok fazla gördüklerini kaydeden Dermatoloji Uzmanı Dr.Tuğçe Özkapu, Kurban Bayramı tatili ile birlikte hasta yoğunluğunda artış gözlemlediklerini dile getirdi. Havuz kullanımı sonrası dikkat edilmesi gereken püf noktaları ile ilgili bilgi veren Özkapu, şöyle devam etti:
"Havuz kullanımı sonrası hemen duş almak ciltteki kloru cildimizden arındırır. Bu nedenle havuz sonrası duş alıp, klorlu suyla teması kesmek çok önemli. Yine güneşten koruyan, suya dayanıklı güneş koruyucular ile birlikte havuz kullanımı sonrası nemlendirici kullanmak cilt bariyerini onarmaya yardımcı olacaktır. Tüm bu önlemlere rağmen şikayetler tekrarlıyorsa ve özellikle rahatsız edici düzeydeyse bir dermatoloji uzmanına başvurmak gerekebilir."
'KLORLU SU MASUM DEĞİL'
Klorlu suyun ciltte bıraktığı hasarların ardından tedavi süresinin kişiden kişiye değişebildiğini kaydeden Dr .Tuğçe Özkapu, "Bu hastalarımıza nemlendiricinin yanı sıra kaşıntı giderici bazı kremler öneriyoruz. Kortizon içeren kremler, kaşıntı ve alerjiyi azaltacak bazı ilaç tedavileri uyguluyoruz. Tedavi süresi kişiden kişiye değişiyor. Bazı cilt hassasiyeti ve kronik deri rahatsızlığı olan kişilerde tedavi daha uzun sürüyor. Klorlu suyun çok masum olmadığını ve cildimizi korumamız gerektiğini mutlaka vurguluyoruz" ifadelerini kullandı. Yüksek sıcaklıkların yaşandığı yaz aylarında mümkünse denizin tercih edilmesinin gerektiğini vurgulayan Dr. Özkapu, zorunlu hallerde ise cildin korunmasına özel bir önem verilmesini önerip şunları belirtti:
"Denize girildiğinde tuzlu suda ciltte kuruma şikayetlerine neden olur ama klor içermediği için en azından cilt bariyerimizde bozulma gerçekleşmez. Deniz sonrasında da cildi nemlendirmek ve güneş koruyucu kullanmak önemli. Havuzlarda ise klorlu suyun zararlarının yanı sıra bazı bulaşıcı enfeksiyonlara da dikkat edilmeli. Mantar enfeksiyonları, siğiller, su siğili adı verilen bazı enfeksiyonlar cildimize sıyrıklardan ve bazı yaralardan bulaşarak ciltte belirti gösterebilir. Bunun önüne geçmek için havuza girmeden önce küçük dezenfektan sıvıları kullanılabilir. Bu sayede ayaktaki mantar enfeksiyonları elimine edilebilir ama özellikle bireysel farkındalık önemli. Böyle şikayetleri olan kişilerin havuzları kullanmaması ve diğer bireyleri riske atmaması önem arz ediyor. Bulaştığı zaman da bu şikayetler geliştiğinde dermatoloji uzmanına erken tanı ve tedavi için başvurmalıyız."DHA
Kaynak: SACITASLAN.COM