Artık paketlerden kimyasalların sızdığını hepimiz biliyoruz. Kimileri hem bu sebeple hem de ekolojik kaygılardan ambalajlı ürünler kullanmak yerine kendi kap kacaklarını yanında taşıyor, tek kullanımlık veya kolayca atık çıkaran ürünlerden uzak duruyor.
Bunu yapmakta çok haklılar çünkü saçta, kanda ve anne sütünde bile kimyasallara rastladığımız bir noktaya geldik. Gelin, hangi gıda paketleri sinsi sinsi vücudumuza giriyor bir göz atalım.
Riskli ambalajlar:
Özellikle plastik şişe ve konserve kutularında bulunan BPA, vücudumuza girerek hormon düzenimizi bozabiliyor.
Genellikle PVC içeren yumuşak plastik ambalajlardaki ftalatlar; genellikle streç filmler, plastik gıda kapları ve bazı içecek şişelerinde bulunuyor. Bu kimyasallar, özellikle yağlı yiyecekler gibi gıdalarla temas ettiğinde vücudumuza girebiliyor.
5 mm’den küçük plastik parçacıklara, mikroplastik deniyor. Mikroplastikler; gıdalardan tutun içme suyumuza kadar karışıyor. Hatta havada bile soluyoruz.
Buna dair bir araştırma yapıldı.
Independent Türkçe’nin aktardığına göre, gıda paketlemede kullanıldığı bilinen 14 bine yakın kimyasal maddeden 3 bin 601’inin, yani dörtte birinden fazlasının insan vücuduna girdiği tespit edildi.
Journal of Exposure Science and Environemental Epidemiology dergisinde yayımlanan makalenin yazarlarından Jane Muncke, “Gıda paketleri arasında en fazla kimyasalın plastiklerden geldiğin biliyoruz, özellikle geri dönüştürülmüş kağıt ve kartonlardaki boyalar gıdalarla karışıyor.” dedi.
Önüne geçmek için neler yapabiliriz?
Hem kendi sağlığınız için plastik/karton bardak, plastik çatal/kaşık, poşet, hem de ekoloji için tek kullanımlık ürünlerden uzak durmalısınız. Bunun yerine kendi bez çantalarınızı, filelerinizi, kavanozlarınızı, termoslarınızı, su mataralarınızı yanınızda taşıyabilirsiniz. Endişelenmeyin, istediğiniz kahvecide bu termoslara su doldurmalarını rica edebilirsiniz, artık yaygın bir şey.
İlginizi çekebilir:
Kaynak: WEBTEKNO.COM