Karşıdaki kişiye hitabımızda önemli ölçüde yeri bulunan el hareketlerimiz genellikle kendiliğinden akar gider.
Farkında bile olmadan yaptıklarımızın altında bakın neler yatıyor.
Bir şeyi anlatırken ellerimizi kullanmak, aslında düşündüğümüzden çok daha eski bir alışkanlık.
İnsanın iletişim tarihine bakıldığında, beden dili ve el hareketlerinin konuşmanın temel taşları olduğu görülüyor. İnsanlar, yazı ya da gelişmiş konuşma dillerine sahip olmadıkları zamanlarda bile elleriyle ve bedenleriyle iletişim kuruyorlardı. Hatta bu tür iletişim, kelimelerden daha etkili olabiliyordu.
Ellerimiz, duygularımızı ve düşüncelerimizi daha iyi ifade etmemize yardımcı oluyor. Mesela, heyecanlandığımızda ellerimiz hızla hareket ediyor, bir şeyi vurgulamak istediğimizde parmaklarımızla işaret ediyoruz.
Bu hareketler, karşımızdakine anlattığımız konunun ne kadar önemli olduğunu ya da nasıl hissettiğimizi de aktarıyor. Kısacası, ellerimiz, konuşmamızın vücut bulmuş hâli.
Ellerimizi kullanma alışkanlığımızın bir diğer önemli sebebi de beynimizle olan bağlantısı.