
Peki hangi bilgi doğru? Sular veya okyanuslar renksiz mi? mavi mi? veya bambaşka renklerde mi? ya da gözlerimiz bile oyun mu oynuyor?
Gelin, bu soruların cevaplarını verelim.
Aslında su, musluktan doldurulduğunda renksiz görünüyor çünkü ışık, suyun içinden engellenmeden geçiyor.
Fakat suyun kütlesi derinleştikçe, ışığın içinden geçmesi zorlaşıyor ve yansıması da azalıyor. Bu da su kütlelerinin mavi görünmesinin sebebi olarak açıklanıyor. Öte yandan Güneş’ten gelen ışıklar, farklı dalga boylarından oluşuyor.
Örneğin mavi daha kısa dalga boyuna sahip fakat turuncu, kırmızı ve sarı gibi renkler daha uzun dalga boylarına sahipler. Güneş ışığı da okyanuslara çarptığında su molekülleri ile etkileşime giriyor ve su, daha uzun dalga boylu ışıkları emiyor.
Geriye kalan kısa dalga boylu mavi ışık yayılıyor ve böylece okyanuslar mavi görünüyor. Ek olarak okyanus yüzeyi, gökyüzünün rengini de yansıtıyor.
Ayrıca suyun rengini etkileyen iki farklı bileşen var: Çözünen safsızlıklar ve askıda duran partiküller.
Örneğin bitki materyali parçalandığında oluşan taninler, suyun rengine katkıda bulunuyorlar. Fakat suyun rengini esas olarak belirleyen askıda duran partiküller oluyor. Yine alüvyon ve algler de suyun doğal rengini değiştiren başlıca şeylerden.
Gelelim farklı renklerin nasıl oluştuğuna. Mesela Atlantik Okyanusu, büyük miktarda alg ve fitoplanktonun varlığı sebebiyle yer yer yeşil görünüyor. Utah’taki Bear Lake gibi göller de kalsiyum karbonatın bol miktarda bulunması sebebiyle turkuaz görünüyor.
Mesela Kızıldeniz, yüksek Trichodesmium erythraeum bakterisi sebebiyle zaman zaman kırmızı renge bürünüyor. Çamur miktarının fazla olduğu sular kahverengi görünürken; çözünmüş maddeler, torf veya çürüyen deniz canlıları, suya sarımsı bir görünüm kazandırıyor.
Özetle okyanusların mavi renge sahip olmasının sebepleri çok daha açık. Ancak farklı renkler de görülebiliyor ve aslında her bir rengin oluşumu farklı sebeplere dayanıyor.
Kaynaklar: UCSB ScienceLine, Science ABCMerak edebileceğiniz benzer içeriklerimiz:
Kaynak: WEBTEKNO.COM