
Öte yandan aynı heyecanı bir video oyununda yaşamak istediğinizde 200-300 Hz yenileme hızına sahip monitörler tercih ediliyor.
Peki, neden filmler 24 FPS ile çekilirken oyunlarda bu kadar yüksek yenileme hızlarına ihtiyaç duyuluyor?
Sinemanın 24 FPS geleneği
Sinema tarihine baktığımızda 24 FPS standardının aslında teknolojik ve ekonomik nedenlerle ortaya çıktığını görüyoruz. 1920'lerde sessiz filmler 16-18 FPS ile çekilirken sesli filmlerin gelişiyle birlikte daha yüksek bir kare hızına ihtiyaç duyuldu.
Bunun nedeni, ses kaydı için yeterli veri yoğunluğunu sağlamaktı. 24 FPS hem ses kalitesini koruyan hem de film maliyetlerini makul seviyede tutan bir denge noktası olarak kabul edildi.
Bu standart, zamanla sinema endüstrisinin vazgeçilmez bir parçası hâline geldi.
Aksiyon oyunları söz konusu olduğunda ise durum biraz farklı.
Oyuncular, özellikle hızlı hareketlerin ve anlık tepkilerin kritik olduğu oyunlarda, ekranın mümkün olduğunca akıcı olmasını istiyor ki haklılar da.
200-300 Hz gibi yüksek yenileme hızına sahip monitörler, bu tür oyunlarda daha az gecikme ve daha net görüntü sunuyor. Bir düşmanı vurmak veya bir engelden kaçmak için milisaniyeler bile önemli. Bu nedenle de oyun dünyasında yüksek FPS ve yenileme hızı, performans ve rekabet avantajı sağlıyor.
Peki, neden filmlerde bu kadar yüksek bir FPS'ye ihtiyaç duyulmuyor?
Bunun birkaç nedeni var. İlk olarak 24 FPS, sinema tarihinde oluşan bir "duygusal bağ" yaratıyor. İzleyiciler, bu kare hızını sinematik bir deneyimle özdeşleştiriyor.
Daha yüksek FPS'ler ise filmleri gerçek hayata daha yakın hâle getirebilir ancak bu durum bazen "dizi efekti" olarak adlandırılan bir his yaratabiliyor. Yani filmler sanki bir video veya belgesel gibi görünüyor ve bu da sinematik büyüyü bozabiliyor.
Ayrıca film yapımı sürecinde yüksek FPS'lerin kullanılması, prodüksiyon maliyetlerini önemli ölçüde artırıyor. Daha fazla kare, daha fazla depolama alanı, daha güçlü bilgisayarlar ve daha uzun render süreleri demek.
Aynı zamanda, özel efektler ve CGI (bilgisayar destekli görüntüler) gibi teknikler, yüksek FPS'lerde daha karmaşık hâle geliyor. Bu da film yapımcılarının 24 FPS'de kalmayı tercih etmesinin bir başka nedeni.
Bununla birlikte yüksek FPS'li film denemeleri de yapıldı.
Peter Jackson'ın "Hobbit" serisi 48 FPS ile çekildi ama bu deneyim izleyiciler arasında karışık tepkilere neden oldu. Bazıları görüntünün daha net ve akıcı olduğunu söylerken bazıları filmin "gerçekçi" görünmesinin sinematik hissi bozduğunu belirtti.
Bu durum da tam olarak yüksek FPS'lerin henüz sinema dünyasında tam olarak benimsenmediğini gösteriyor.
Teknoloji ilerledikçe, belki gelecekte filmlerde de yüksek FPS'ler yaygınlaşabilir lakin şimdilik 24 FPS, sinemanın büyülü dünyasının vazgeçilmez bir parçası olmaya devam ediyor.
Kaynaklar: Adobe, Forbes, Clouds FixKonuyla ilgili diğer içeriklerimiz:
Kaynak: WEBTEKNO.COM