
Onları hiçbir zaman et yerken görmemişizdir. Hatta etçil sınıfının en sevimli canlıları bile olabilirler.
Genelde uyuşuk tavırlarıyla tanıdığımız pandalar, neden ellerinden bambuyu düşürmezler?
Dev pandalar, neredeyse sadece sadece bambu yer.
Pandalar, biyolojik olarak etçil memelilerin bir üyesi olmalarına rağmen beslenme tercihleri, bu sınıflandırmayla pek uyuşmuyor. Çünkü sadece bambu yiyerek yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu çelişkili durum, evrimsel biyolojinin en ilgi çekici örneklerinden birisi olarak da karşımıza çıkıyor.
Peki bir etçil, neden otçul beslenmeye yönelir? Üstelik bu dönüşüm, sindirim sistemi ve anatomik yapısı hâlâ etçil kalmış bir canlıda nasıl mümkün olabilir?
Cevap, atalarında saklı.
Pandaların ataları, milyonlarca yıl önce hem et hem bitki tüketen hepçillerdi. Ancak zamanla, yaşam alanlarında bambunun bol ve kolay erişilebilir olması, pandaların bu bitkiyle giderek daha fazla beslenmesine yol açtı.
Bambu sert, lifli ve düşük besin değerine sahip olsa da miktar olarak boldu. Böylece dev pandalar, avlanmak gibi enerji isteyen faaliyetlerden uzaklaşıp daha enerji tasarruflu bir yaşam biçimi geliştirdi.
Bu durum da yavaş hareket etmeleri ve uzun saatler boyunca yemek yemeleriyle kendini gösteriyor.
İlginçtir ki dev pandaların sindirim sistemi, hâlâ etçillerinkine benziyor. Kısa bağırsaklar, tek bölmeli mide ve selülozu sindirmeye uygun olmayan bir mikrobiyota. Bu yüzden yedikleri bambunun büyük bir kısmı sindirilmeden dışkılanır.
Bu "verimsiz" sindirim şekli, onların günün yaklaşık 12 saatini yemek yemeye ayırmalarına neden oluyor. Dolayısıyla ellerinde hep bambu görmemizin nedeni de budur. Günlük olarak 12 ila 38 kilo arasında bambu tüketiyorlar.
Bambuyu tutmak ve işlemek için de kullanıyorlar.
Pandaların, gerçek bir başparmakları olmamasına rağmen bilekteki bir kemik (radyal susamsı kemik) zamanla genişleyerek başparmak benzeri bir yapıya dönüşmüştür. Bu yapı, bambu saplarını kavramalarını sağlıyor.
Yeni bulunan fosil kalıntıları, bu yapının 6-7 milyon yıl önce yaşamış panda atası Ailurarctos’ta da mevcut olduğunu ve modern pandalardakinden daha uzun olduğunu gösteriyor.
Bu bulgular, bambu diyetiyle evrilen başparmak yapısının ne kadar eskiye dayandığını ortaya koyuyor.
Sonuç olarak ekolojik olarak otçul olan bambular, evrimsel olarak etçil bir sınıfa dahiller.
Vücutları, bir etçilin kalıntılarını taşırken yaşam tarzları ise bir otçulunkine evrilmiş durumda. Etçil kökenlerine rağmen bambuyla hayatta kalmalarını sağlayan bu "yamalı adaptasyonlar", evrimin tesadüfi ama etkili yönünü ortaya koyar.
Bu durumun bir tercihten ziyade, milyonlarca yıl süren evrimsel baskılar sonucunda oluşan bir zorunluluk hâli olduğunu söylemeden geçmeyelim. Bu sevimli canlılar, enerji verimi düşük bir besinle hayatta kalmak için davranışlarını, fizyolojilerini ve hatta kemik yapılarını değiştirmişlerdir.
Kaynaklar: 1, 2, 3Hayvanlarla ilgili diğer içeriklerimiz:
Kaynak: WEBTEKNO.COM