USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Parkinson tedavisinde yeni dönem: Beyin pili ameliyatları

Demans hastalığından sonra en sık karşılaşılan ikinci nörodejeneratif hastalık olan Parkinson, özellikle 65 yaş üzeri bireylerde görülme sıklığıyla dikkat çekiyor. Her 100 kişiden birini etkileyen…

Parkinson tedavisinde yeni dönem: Beyin pili ameliyatları
11-04-2025 09:48

Demans hastalığından sonra en sık karşılaşılan ikinci nörodejeneratif hastalık olan Parkinson, özellikle 65 yaş üzeri bireylerde görülme sıklığıyla dikkat çekiyor. Her 100 kişiden birini etkileyen hastalığın, yaş ilerledikçe görülme riski de artıyor.

Hastalığın tedavisinde uygulanmaya başlanan beyin pili ameliyatları, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde de yapılıyor. Hastanede son on ayda, dokuz Parkinson hastasına ameliyatla beyin pili takıldı. Hastaların tamamına yakınının durumlarının oldukça iyi olduğu belirtildi.

11 Nisan Dünya Parkinson Günü nedeniyle Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirinin sorularını yanıtlayan ülkedeki beyin pili ameliyatlarına danışman olarak katılan Beyin ve Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tanju Uçar, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Çağın Ozankaya ve Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Selçuk Muhtaroğlu, Parkinson hastalığını, tedavi yöntemlerini ve Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde yapılan beyin pili ameliyatları hakkında açıklamalarda bulundu.

-Muhtaroğlu: “65 yaşta hastalığın riski yüzde 1 iken, 80 yaş üzerinde bu oran yüzde 4,4'lere kadar yükselebiliyor”

Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Selçuk Muhtaroğlu, Parkinson’un demans hastalığından sonra en sık karşılaşılan ikinci nörodejeneratif hastalık olduğunu ve her 100 kişiden birini etkilediğini söyledi.

Muhtaroğlu, Parkinson’un dopamin eksikliğiyle ortaya çıktığını, rahatsızlığın başlarda yavaş ilerlediğini, bu yüzden fark edilmesinin zor olduğunu, ancak hasta hareketlerinde yavaşlama, yürüyüşlerde bozulma, mimiklerde değişiklik ya da ellerde titreme gibi şikayetlerin gözlemlenebileceğini kaydetti.

Hastalığın kadınlara göre erkeklerde daha fazla görüldüğünü de işaret eden Muhtaroğlu, yaş olarak ise genellikle 65 yaş üstü kişilerde ortaya çıktığını, 65 yaşta hastalık riskinin yüzde 1’ken, yaşlanmayla birlikte 80 yaş üzerinde bu oranın yüzde 4,4'lere kadar yükselebildiğine dikkat çekti.

-Metal nedenli zehirlenme, kuyu suyu ve pestisitler riski artırıyor… Genetik geçişi var

Muhtaroğlu, metal nedenli zehirlenme, kuyu suyu içilmesi veya pestisitlere maruz kalmanın Parkinson hastalığına yakalanma riskini arttırdığını aktararak, “Bir de genetik olayımız var. Ailede varsa, çocuklarda da olma olasılığı yüksek” dedi.

Hastalığın teşhisi sonrasında ilk tedavinin dopamin takviyesi yapmak olduğunu söyleyen Muhtaroğlu, sonrasında ise hastanın sürekli egzersiz yapması, kesinlikle kilo almaması ve proteinden fakir diyet yapmasının önemli olduğunu dile getirdi.

-Dernek girişimi var

Dr. Ferda Muhtaroğlu, Parkinson hastalarının kendi girişimleriyle bir dernek kurma çalışmaları olduğunu da belirterek, şöyle devam etti:

“Bu çalışma hastaların ne gibi sıkıntılar yaşadığı konusunda en azından yol gösterici olabilecek. En büyük sorun hareket edemeyen, zor hareket eden hastalarda dışarıda yürüme sıkıntısıdır. Parkinson dalgalı seyreden bir hastalık. Yani ilacı içtikten yarım saat sonra hasta tamamen rahat yürüyebilir. Ama ilaç vakti gelmeden önce felç durumuna düşer, yürüyemez, adım atamaz. Dalgalı bir seyir seyrediyor.”

-Uçar: “Beyin pili tedavisi oldukça etkin bir tedavi yöntemidir”

Ülkede yapılan beyin pili ameliyatlarına danışman olarak katılan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tanju Uçar, Parkinson hastalığının genellikle orta ileri yaş grubunda görülen bir hastalık olduğunu vurgulayarak, “Kendini daha çok hareketlerde yavaşlama, yürümenin bozulması, ellerde titreme, birtakım psikiyatrik belirtilerle de belli edebilen merkezi (central) sinir sisteminin ilerleyici, dejeneratif bir rahatsızlığıdır.” ifadelerine yer verdi.

Beyindeki dopaminerjik sistemin bozulmasının bu rahatsızlığın ana nedenlerinden biri olduğunu işaret eden Uçar, tedavisinin ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi olarak iki başlıkla yürütülmekte olduğunu söyledi.

Uçar, “Günümüzde ilaç tedavisinin sınırlarını aştığımız ve de yeterli ilaç kullanımına rağmen istenilen etkiyi alamadığımız ya da ilaçlara bağlı bir takım yan etkilerin ortaya çıktığı hastalık grubunda beyin pili (DBS) tedavisi oldukça etkin bir tedavi yöntemidir.” dedi.

-Ozankaya: “Parkinson tedavisinde her hastaya ameliyat yapılamaz”

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Çağın Ozankaya da Parkinson hastalarında ilacın uzun süre kullanım toleransına istinaden işe yaramadığı durumlarda ameliyatın düşünülebileceğini belirterek, ilaç tedavisine başından itibaren hiç tepki vermeyen hastalarda ameliyat yapılamadığının altını çizdi.

Parkinson tedavisinde her hastanın ameliyat edilemeyeceğini, öncelikle nöroloji uzmanları tarafından hastanın nörolojik değerlendirmesinin yapılması gerektiğini ifade eden Ozankaya, hastaya nörolojik ve nöropsikiyatrik testler uygulandığını ve testlerde uygunluk alan hastaların sonrasında cerrahi değerlendirmeye alındığını dile getirdi.

Ozankaya, cerrahi uygulama için bazı kriterler arandığını ve bunların başında da yaş unsurunun geldiğini söyleyerek, ameliyatı özellikle 75 yaşın altındakilere uygulamayı tercih ettiklerini kaydetti.

Ameliyat yapılması için öncelikle hastanın ilaca yanıt vermesi gerektiğine de yineleyen Ozankaya, “Ayrıca beyin anatomisinde herhangi bir anomali olmaması gerekiyor. İleri düzeyde beyin küçülmesinde de ameliyat yapamıyoruz. Sistemik rahatsızlıkları çok fazla olan ve anestezinin yüksek riskli değerlendirildiği hastalarda daha temkinliyiz.” ifadelerine yer verdi.

Ozankaya, ameliyatın yüzde 90’ının lokal anestezi altında geçtiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Öncelikle hastamızın kafasına bir çerçeve yerleştirip, tomografisini çekiyoruz. Ameliyat öncesi hedeflediğimiz koordinatların doğru olup olmadığını teyit ediyoruz. Koordinatları not edip, ameliyata geçiyoruz. Hedeflediğimiz bölgelere elektrotları yerleştirip nörofizyolojik ölçümler yapıyoruz. Deneme uyarımları yapıyoruz. Bu uyarımlar sırasında nöroloji uzmanı hastayı muayene ediyor ve düzelmeleri not ediyor. En iyi cevap alınan koordinatlar belirleniyor. Sonra kalıcı elektrotlar yerleştiriliyor. Göğüs üzerinde akım veren pil için bir cep açılıyor ve iki sistem birbirine bağlanıyor.”

– “On ay içerisinde dokuz vakayı ameliyat ettik”

Dr. Çağın Ozankaya, on ay içerisinde dokuz vakayı ameliyat ettiklerini işaret ederek, hastaların tamamına yakınının durumunun oldukça iyi olduğunun altını çizdi.

Beyin pili ameliyatının dünyada belli başlı merkezlerde yapıldığına dikkat çeken Ozankaya, “Bu ameliyat nöromodülasyon merkezi veya ekibi olan yerlerde yapılması gerekir. Özel eğitimleri vardır, özel sertifikaları vardır.” dedi.

Ozankaya, Parkinson hastalığının tedavisi konusunda ülkenin iyi bir noktada olduğunu söyleyerek, kullanılan ekipmanlar ve piller açısından dünyayla entegre olduklarının altını çizdi.

Ameliyat sonrasında hastalarla yakın temasta olmaya devam ettiklerini söyleyen Ozankaya, nöroloji uzmanlarının, beyin cerrahlarının, biyomedikal uzmanların ve teknisyenlerin sürekli olarak hastayla görüştüklerini belirtti.

Ozankaya, hedeflerinin ayda bir vakayı ameliyat yapmak olduğunu söyleyerek, “Bu ameliyat çok faktörlü bir ameliyattır. Teknisyen, ameliyat hemşiresi, radyoloji teknik, MR çekimi, tomografi çekimi, nörolog, psikiyatrist testleri… Bunların hepsi tamam değilse ve bir tanesi bile eksik olursa bu ameliyat yapılamıyor. Tüm bu insanların bir araya gelmesi gerekiyor. O yüzden çok faktörlü ve iyi bir organizasyon sonucu yapılabilen bir ameliyattır.” şeklinde konuştu.

Hedeflerinin ameliyatı doğru hastalara uygulamak olduğunu kaydeden Ozankaya, amaçlarının sayıyı artırmak değil, doğru hastalara ulaşmak olduğunu da ifade etti.

ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler