Prof. Dr. Halis Akalın, virüsün Afrika'da uzun süre var olduğunu, ilk olarak 1959'da Afrika'da maymunlarda saptandığını belirtti. İnsanlarda ilk vakanın 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde 9 aylık bir bebekte raporlandığını söyleyen Akalın, "Aslında M-Çiçeği hastalığına baktığımız zaman 2003 yılına kadar Afrika dışına çıkmamış. Bizim diğer kıtalarda yaşayan hekimler ve insanlar olarak ilgi alanımıza girmesi aslında Afrika dışına çıktıktan sonra. Bir zoonoz, M-Çiçeği hastalığı. Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklara zoonoz diyoruz ama insandan insana da geçebiliyor" dedi.
'CİNSEL YOLLA DA BULAŞABİLİYOR'
Özellikle hasta kişilerle yakın temas sonucu bulaştığını belirten Prof. Dr. Halis Akalın, "Kişilerin salgılarından geçebilir, kullandıkları eşyalara temas yoluyla geçebilir. Ama şunu da vurgulamak isterim. Örneğin metroda seyahat ediyorsunuz, tutundunuz, elinize yara bere çatlak yok. Böyle bir risk yok. Burada önemli olan tabii hijyen kurallarına uymak. Sık sık ellerimizi yıkamak. Cinsel yolla da bulaşabiliyor. Bunu da belirtmek istiyorum. Özellikle 2022'deki ilk acil durum ilanında Avrupa'da görülen ve dünyanın çeşitli ülkelerinde görülen hastalara baktığımız zaman, cinsel yolun birazcık daha ön planda olduğunu görüyoruz. Ama bu sadece cinsel yolla bulaşan bir hastalık değil" diye konuştu.
'BELİRTİLERİ ATEŞ, BAŞ AĞRISI, KAS AĞRISI, SIRT AĞRISI'
Virüsle temas ettikten sonra 1 ile 3 hafta arası bir kuluçka dönemi olduğunu belirten Halis Akalın, "Daha sonra özellikle bir 4 gün süren bizim prodrom dediğimiz; ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, sırt ağrılarının ön planda olduğu bir dönem var. Bu dönem döküntülerin olduğu dönem. Bu döküntüler genel olarak vücutta tüm vücudumuzda yaygın da olabilir. Ya da vücudumuzun herhangi bir bölgesinde de olabilir. Ya da genital bölgede de olabilir eğer cinsel yolla almışsak. Bu ilk prodrom başlangıç döneminden sonra ateşin düşmesiyle beraber döküntüler ortaya çıkmaya başlıyor. Ateş, çok uzun süreli bir ateş değil. Bu yaklaşık olarak 3 haftalık bir süreç içerisinde gerçekleşiyor. Bu dönemde bu lezyonlara temas etmek bulaşıcı, kabuklara temas etmek bulaşıcı" dedi.
Maymun çiçeğinde ölüm oranının düşük olduğunu söyleyen Akalın, "Afrika'da en son, bu 2024 yılındaki salgında Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yaklaşık yüzde 3 ölüm oranı bildirildi. Ama ben ve bu konudaki birçok otorite, oradaki hastalık izlem sistemlerinin çok olmaması dolayısıyla bu ölüm oranları bile yüksek. Çünkü siz hasta sayısını daha az yakalarsanız, ölümleri yakalamak daha kolaydır. Doğal olarak bu da oranlara yansıyor" diye konuştu.
'KULLANILABİLECEK ONAYLI İLAÇ YOK'
Temel belirtilerinin ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, sırt ağrıları, lenf bezlerinin şişmesi ve döküntüler olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Akalın, "Tedavi için bazı ilaçlar var. Fakat bunlar biliyorsunuz genellikle ilaçların onayları dünyada hepimizin kabul ettiği FDA dediğimiz Amerikan İlaç Gıda İdaresi tarafından onaylanmış tedavilerden bahsediyoruz, bir hastalığın tedavisinden bahsedeceğimiz zaman. Henüz bunlar FDA tarafından bu hastalığın tedavisi için onaylanmış ilaçlar değil aslında ama kullanılıyor. Batıdan raporlar var kullanımına dair ve etkili olduğuna dair de raporlar var” dedi.
Koronavirüs salgını gibi bir pandemi beklemediğini söyleyen Prof. Dr. Halis Akalın, "Çünkü hastalığın bulaşma yollarına baktığınız zaman, her zaman da kendimizi çok dikkatli bir şekilde yakın temastan koruyabiliriz. Koronavirüs gibi bir salgın beklemiyoruz. Ama tabii korunmak açısından hijyen kuralları büyük önem taşıyor. Bunun dışında şu anda endişeye gerek yok" ifadelerini kullandı.
DHA
Kaynak: SACITASLAN.COM