
TBMM Genel Kurulu, 'İklim Kanunu Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da grup başkanvekillerinin söz aldığı bölümde değerlendirmelerde bulunan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Öncelikle, belirtmek isterim ki Genel Başkanımız Sayın İsmet İnönü sadece CHP'nin Genel Başkanı değil, bu ülkenin kurtuluşunda, cephede hayatını, yaşamını vermiş, ülkemizin, topraklarımızın kurtulmasında büyük emekler harcamıştır. Milli Şef, milli kahramandır, Lozan'ın baş mimarıdır. Şimdi, eleştirileri görüyorum ve çok üzülüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı bugün grup toplantısında, 'İsmet Paşa koltuğu sever' dedi, yahu kendisi her kurultayda rakipsiz, 23 yıldır tek aday, koltuğa yapışmış. Söylemlerde tutarlılık olması lazım. Önemli bir şey daha söyleyeceğim; bir devleti yönetmek, partiyle eşleştirip YÖK'ünden, polisinden, emniyetinden, yargıcından valisine kadar parti devleti haline getirmek değildir. Hakan Fidan senin yönettiğin kurumun, en hassas kurumun devletin kalbindeki bilgilerini bir şekilde birileri alacak ve sonra Dışişleri Bakanı olacaksın, eyvah ki eyvah. Orada yaşananlar Dışişlerinde yaşanıyorsa eyvah ki eyvah. O yüzden, Hakan Fidan, İçişleri Bakanı çıksın, bu rezaleti açıklasın ve gereğini yapsınlar. Bakın, bu istifayı gerektiren bir şeydir. Benim kızlarımın, yeğenlerimin, annemin, babamın aşı bilgileri, T.C. bilgileri, tapu bilgileri, kimlik bilgileri 20'li yaşlardaki çocukların elinde, sahte kimlikler yapılmış, insanlara 5 dolar ila 100 dolar arası satılmış ve bu iddianamede var. Normal bir ülkede ülke sallanır" ifadelerini kullandı.
'HAKAN FİDAN, HASSASİYETLE GÖREVİNİ YAPMIŞTIR'
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'a cevaben, "Öncelikle, biz kişilerle asla uğraşmıyoruz. Bizim uğraştığımız, tarihsel gerçeklikte yaşanmış hadiseler, demokrasiye, siyasete bakış açısı, siyasetin önünün birtakım bürokratik aygıtlarla nasıl kesilmeye çalışıldığı, milletin iradesinin nasıl kesilmeye çalışıldığı ve CHP'nin bu anlamdaki tarihsel misyonunu hatırlatan bir yaklaşım içerisindeyiz. Yoksa İsmet İnönü'nün yapmış oldukları, tarihsel şeyde elbette herkesin malumudur. Yani Atatürk'ün isminin paralardan kaldırılması, fotoğraflarının kaldırılması bunlar en başta Atatürk'ün kurduğu bir parti olan CHP'yi de rahatsız eder, edebilir. Ama biz tarihsel anlamda Türkiye'nin çok partili hayata geçtiği günden itibaren CHP'nin bu anlayışını eleştiriyoruz. Siyasete, çok partili hayata, çoğulculuğa yönelik CHP'nin bu anlamdaki reflekslerini hatırlatıyoruz yoksa kişileri tarihler ve yaşanmışlıklar elbette yargılar. Son olarak, ülkemizi yöneten hükümetlerimiz büyük bir kararlılıkla, ciddiyetle, devlet ciddiyetiyle yönetmektedirler. Ülkemizdeki herkesin kişisel güvenlikleri de yine devletin bu anlamda mahremiyetiyle, titizliğiyle korunmaktadır. Hakan Fidan Bey de hem daha önce yapmış olduğu görevleri itibarıyla hem şu an bulunduğu görev itibarıyla devlet ciddiyetiyle, hassasiyetle görevini yapmıştır, yapmaya devam etmektedir" diye konuştu.
'MAKSADINIZI AŞMAYIN'
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu ise tarihsel şahsiyetleri yıpratacak konuşmaların yapılmaması gerektiğini kaydederek, "Sayın Gül'ün yaklaşımına teşekkür ediyorum, doğrudur ama sizden önce konuşan bir milletvekiliniz, Jön Türkleri, 'Yalaka' olmakla, 'İngiliz atı' olmakla bir genelleme yaparak tabir etti. Bakın, 'Jön Türkler' dediğiniz kişiler ömürleri cephede geçmiş, Cumhuriyetin kuruluşunda rol oynamış kişiler. Tarihi şahsiyetler üzerinden bu kutuplaşmaları, bu hakaretleri yaparsanız, bu, milletin vicdanını yaralar ve biz de buna müsaade etmeyiz. Namık Kemal de bir Jön Türk'tür, Yusuf Akçura da Jön Türk'tür. Rus mitralyözüne karşı çıkmış Enver Paşa da bir Jön Türk'tür. Onun için konuşurken, cümle kurarken maksadınızı aşmayın. Kendi genel başkanınıza sempatik görünmek uğruna, bir yerlere mesaj vermek uğruna da bizim tarihi şahsiyetlerimizi karalamak gibi bir hadsizliğin içine düşmeyin" dedi.
'ABDULHAMİT BEY LÜTFEN İNCELESİN'
Yeniden söz alan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da tarihi şahsiyetlere saygısızlık yapılmaması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi var. İçerisinde çok daha vahim bilgiler var ama MİT, asker ve diğer birimlerimiz olduğu için ben buradan konuşmak istemedim. Ben beklerim ki Sayın Başkan, 'Mahir Bey, bu iddianameyi bana verin, bir inceleyelim, gerekirse bir komisyon kuralım bu olayın vahametini araştıralım.' Gerçekten bu olay vahim bir olay; çocuklarımız, torunlarımız, ailelerimiz, 86 milyonun tüm bilgilerini 5 genç almış, MİT'in çalışanlarının kimliklerini, bilgileri çalınmış. İstihbarattaki özel bilgiler var. Yani bunu bu Meclisin, bu devletin araştırması gerekiyor ama 'Devlet iyidir, devlet yönetir, yönetim bilir, Hakan Bey iyidirle' olmuyor. Burada bir iddianame var, Abdulhamit Bey'e rica ediyorum, lütfen bunu bir incelesin."
'MESELE BİZİM DIŞIMIZDADIR'
TBMM Genel Kurulu'nda, Yeni Yol Parti'sinin Meclis Başkanlığına sunduğu araştırma önergesi üzerine söz alan AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, "Bugün Cumhurbaşkanımız gerekli sözleri söyledi. Biz CHP'ye çok nitelikli, çok kreatif, tarihten aldığımız bir ilhamla şunu söylüyoruz: 'CHP, artı ordu el ele, darbe ve cunta' diyoruz ama bu bizim nitelikli kritiğimize Yeni Yol Partisi itiraz ediyor. Siz CHP'nin hadi cuntacı olduğunu söylemiyorsunuz ama şöyle bir geri dönüp bakın. Türk demokrasi tarihine baktığınızda, 27 Mayıs darbesinde AK Parti mi vardı? 12 Mart darbesinde AK Parti mi vardı? 12 Eylül darbesinde AK Parti mi vardı? 28 Şubat darbesinde AK Parti mi vardı? 15 Temmuz hain FETÖ'cü darbe girişimi AK Parti'ye karşı oldu. Biz her türlü darbeye karşıyız. Saraçhane'de toplanıp, 'Bu AK Partililer kitap okumaz' diye AK Parti tabanını aşağılayan, 'Bidon kafalı' diyen ve orada bulunan polis kardeşlerimize, 'Zaten siz üniversite sınavını kazanamadınız, onun için polis oldunuz' diyen bir anlayış var. Mesele, bizimle ilgili değil mesele, bizim dışımızdadır" değerlendirmesinde bulundu.
'3 RAKİBİNİ CEZAEVİNE ATAN ADAMA, 'CUNTACI' DENİR'
Ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "60 darbesi, 80 darbesi; o gün iktidarda partiniz yoktu ama bu ülkede, bugün Cumhurbaşkanının kürsüde belirttiği Büyükanıt'ın yaptığı açıklama, bir anlamda muhtıra kime yaradı? Partinize. Dolmabahçe görüşmelerinden ki bizim eski milletvekilimiz, Kültür Bakanımız Fikri Sağlar açıkça söyledi, 'Sen Yaşar Büyükanıt'ı Dolmabahçe'ye niye çağırdın?' dedi. Hemen sonra Yaşar Büyükanıt o muhtırayı niye verdi? 15 Temmuz, yahu, bu ülkenin istihbaratını, askeriyesini, yargısını, devletin büyük bir bölümünü bir Amerikan ajanına, FETÖ'ye teslim ettiniz. Adalet Bakanısınız, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez 3 bin hakim, savcı terörist sıfatıyla yargılandı. Soruyorum: Gelelim bugüne, Selahattin Demirtaş cumhurbaşkanı adayı değil miydi? Belki yine cumhurbaşkanı adayı olacak. Ümit Özdağ bir partinin genel başkanı, o da bir cumhurbaşkanı adayı. Sayın Ekrem İmamoğlu bizim partimizin, 16 milyon kişinin oyuyla cumhurbaşkanı adayımız. Yahu, 3 rakibini cezaevine atan adama ne denir? 'Cuntacı' denir, cuntacı" ifadelerini kullandı.
'CUNTACI İFADESİNİ SÖYLEMEK BÜYÜK BİR HADSİZLİK'
CHP'li Başarır'ın ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Türkiye'de 2 partisi kapatılmış, 1 partisi 1 oyla kapatılmaktan kurtulmuş, yüzde 50 oy aldığı halde kapatma davasına maruz kalmış ve ömrü siyasetin önündeki vesayetle, cuntayla mücadeleyle geçmiş Cumhurbaşkanımıza, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, 'Cuntacı' ifadesini söylemek büyük bir hadsizliktir, asla ama asla kabul edemeyeceğimiz bir ifadedir. Bu konuyla ilgili bütün açıklamalarımızı da yaptık. Bütün darbe girişimlerine, muhtıralara karşı Türkiye'nin demokrasisini korumak adına, siyasetini korumak adına AK Parti büyük bir mücadele ortaya koymuştur ve sandıktan çıkan irade neyse onun yanında yer almıştır. Biz demokrasiyi korumaya, milletimizin iradesini korumaya devam edeceğiz. Bütün Türkiye bizim duruşumuzu, tavrımızı çok iyi biliyor" diye konuştu.
'DEMEK Kİ CUMHURBAŞKANINA HADSİZ DİYOR'
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise "Genel Başkanımız, 'Cuntacı' tabirini kullandıktan sonra bunu bir hakaret olarak algılayan Cumhurbaşkanı manevi tazminat davası açılması için suç duyurusunda bulundu. Başkan da aynı şeyi söyledi, 'Cunta' kelimesini kullanmak hadsizlik' dedi. Bugün Cumhurbaşkanı da 'Cumhuriyet Halk Partisi cuntacıdır' dedi; demek ki Cumhurbaşkanına 'Hadsiz' diyor çünkü o da bunu söylüyor. Cumhurbaşkanının hakaret etme ya da bu tip siyasi terimleri kullanma hakkı var, bizim yok; öyle mi? 'Yargının bağımsızlığı' diyorsunuz, gölge bir adalet bakanı Çağlayan'da. Bakın, aynı Zekeriya Öz olayları yaşanıyor. Kurşun geçirmez araba verildi, zırhlı araba; bugün de beyefendiye kurşun geçirmez, patlamaz lastikler alınmış 1 milyon liraya, Akın Gürlek'e alınmış. 954 bin lira verilmiş, patlamaz lastik. Ya, kardeşim, senin dosyaların patlamış, sen sahte delillerle soruşturma yapan bir başsavcısın. Adalet Bakanının üzerinde bir gölge adalet bakanı mı görev yapıyor? Yargı bağımsızmış, bunu mu konuşuyoruz? O yüzden, bugün Cumhurbaşkanının konuşmalarına baksınlar, kullandığı kelimelere baksınlar. Eğer hadsizlik, 'Cunta' kelimesini söylemekse bunun büyüğünü Sayın Cumhurbaşkanı yaptı" dedi.
CHP'Lİ AKAY, TUTUKLU BULUNAN 299 GENÇİN İSİMLERİNİN LİSTESİNİ PAYLAŞTI
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, partisinin TBMM Başkanlığına sunduğu, '19 Mart operasyonunun ekonomiye etkilerinin araştırılması' başlıklı araştırma önergesinin gerekçesini açıklamak üzere söz aldı. Akay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla birlikte ekonomide büyük problemler yaşandığını dile getirdi. Akay, demokratik toplumlarda temel anayasal hak ve özgürlüklerin kullanılması gerektiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
"Gençlerimiz var, biliyorsunuz, tam 299 gencimiz. Bu 6,5 metrelik bir liste. 299 gencimiz demokratik haklarını, anayasal hak ve özgürlüklerini kullanmak istedikleri için haksız yere tutuklular, bir gün bile yatarları yok. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini bu gençlerimize emanet ettik. Bunlar üniversitelerde okuyor, mühendisi var, doktoru var, maliyecisi, iktisatçısı, işletmecisi var. Her biri kendi alanlarında başarılı böyle öğrenciler, mezun olup ülkemizin istihdamına katkı sağlayacaklar. Annelerinden, babalarından uzak, sınavlarına giremiyorlar. Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Demokratik haklarını kullandıkları için tutuklanan öğrencileri bir an önce serbest bırakın, hukuk kurallarına uyun, bu utanç tablosundan bir an önce vazgeçin. Buradan, şimdi gideceğim, Adalet Bakanlığında da bu listeyi asacağım. Öğrencilerimizin oradan çıkması için gereken her şeyi Cumhuriyet Halk Partisi olarak yapacağız. Umarım vicdanlarınız biraz sızlar ve bu hukuk kurallarına uyarsınız."
KANUN TEKLİFİNİN MADDELERİNE GEÇİLDİ
TBMM Genel Kurulu'nda siyasi partilerin Meclis Başkanlığına sunduğu araştırma önergelerinin görüşülmesinin ardından İklim Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine geçildi. Genel Kurul da teklifin ilk 4 maddesi kabul edildi.
DHA
Kaynak: SACITASLAN.COM