Sözcü Gazetesi'nden Özgür Cebe'nin haberine göre Türkiye’nin en iyi korunan cezaevleri arasında gösterilen D Tipi Cezaevinden 5 Mart 2016 günü ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü 6 PKK’lı terörist firar etti. Firarın ardından 15’i infaz koruma memuru, 7’si asker 22 sanık hakkında, “Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü tutuklunun kaçmasına neden olmak, görevi kötüye kullanmak” suçlarından dava açıldı.
FİRAR GÜNÜ NÖBETÇİ OLMADIĞI BLOKTA GÖREV ALMIŞ
Ağır Ceza Mahkemesinde 7 yıldan beri görülen davada mütalaasını açıklayan savcı, H blok nöbetçilerinin telefonla kontrol kısmını arayarak H1/2 ve H2/1 odalarından firar olduğunu bildirmeleri üzerine gerekli güvenlik önlemleri alınarak bahsi geçen odalara gidildiğinde, H1/2 odasında kalmakta olan 6 ağır müebbet hükümlüsü teröristin firar ettiğinin tespit edildiğini belirtti. Savcı, sanıklardan İnfaz Koruma Memuru olan Cesim Demirtaş ile Recai Dağkuşu’nun olay günü firarın gerçekleştiği blokta nöbetçi olduklarını, Dağkuşu’nun vardiya olarak sayımı devrettiği, sabah sayımı alındıktan sonra iki ayrı koğuştan 3’er kişi olmak üzere 6 teröristin firar etmesine rağmen Cesim Demirtaş’ın mevcudun eksiksiz olduğu şeklinde tutanak tuttuğu bildirildi.
Savcı sanık Recai Dağkuşu’nun firarın yaşandığı gün nöbet çizelgesine göre H blok 5.6.7.8 nolu kısımlarda nöbetçi olmasına rağmen sayım için girdiği H1/2 nolu odada kimseyi görmediğini, 2 No’lu oda diye seslendiğinde “Buradayız” diye karşılık verilince kontrol etmeden mevcudun tam olduğunu düşündüğü için odayı kontrol etmediğini, ancak olay günü nöbetçi olduğu kısım ve odalarda değil, firarın yaşandığı kısım ve odalarda görev aldığı ve buna dair makul bir gerekçe sunamadığına dikkat çekildi.
KEŞİF İFADESİNİ DOĞRULAMADI
Olay yerinde yapılan keşifte gerek sanık Dağkuşu’nun bulunduğu taraftan, gerekse tutukluların bulunduğu taraftan normal ses tonuyla karşı tarafa seslenmenin duyulmasının mümkün olmadığının tespit edildiğini belirten savcı, sanığın bu şekilde bağırarak odalara girmeden sayım almasının da hayatın olağan akışına uygun düşmediğine dikkat çekti.
Havalandırma avlusuna açılan kapıların en az iki personel tarafından açılıp kapanması gerekirken, sanığın yaptığı iş bakımından en çok riayet etmesi gereken kuralın sayımını aldığı kişileri bizzat görmesi olduğu halde bu kurala riayet etmediği vurgulandı.
TUTUKLULARI GÖRMEDEN SAYIM TAM DİYE TUTANAK İMZALADI
Sanık Cesim Demirtaş’ın da, olay günü farklı blok ve kısımlarda nöbetçi olmasına rağmen firarın yaşandığı kısımda nöbet görevi aldığını belirten savcı, firar olayının yaşandığı H2/1 no.lu odanın sabah sayımını kendisinin alıp almadığını ve oda da kimseyi görüp görmediğini hatırlamadığını belirttiğini, sanık Mahmut Uzunkaya’nın tek başına kapıları kapatıp açmaya gitmesine göz yumarak firarın olduğu odaların sabah kapısını açmaya gitmeden ve tutukluları görmeden sayım altığına işaret etti.
Sanık olan ceza infaz Kurumu diğer personelinin de vardiyayı devraldıkları saat itibariyle devreden vardiyanın sorumluluğu kalkıp kendi sorumlulukları başladığında sayıma katılmadıkları halde mevcudun tam ve eksizlik olduğu şeklinde tutanak imzalayarak firar olayının daha erken fark edilmesi ve sonuçlarının sınırlandırılması olanağının ortadan kaldırılmasına neden oldukları vurgulandı.
KULEDEKİ ASKER UYUMAYA GİDİNCE KULEYE TIRMANMIŞLAR
Olay gecesi duyarlı tellerin alarm sesini duydukları halde bunun rüzgârlı havadan kaynaklı olduğunu düşünerek mevcudu tam gösteren sayım tutanaklarına imza atarak görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri bildirildi. Savcı, cezaevinin dış güvenliğinden sorumlu olan Jandarma personelinin de olayda kusurlu olduğunu belirterek nöbet çizelgesine göre olay günü 3 No’lu kulede nöbetçi olan er İsmail Dülger’in başı ağrıdığı için kimseye haber vermeden koğuşa giderek uyuyup nöbetini tutmadığı, firarın da bu sanığın nöbetini tutmadığı 3 No’lu kuleye tırmanılarak gerçekleştiğini ifade etti.
Savcı 2 ve 4 Nolu kulede nöbetçi olan askerler Kadircan Uçan ile Mehmet Yiğit’in de teröristlerin tırmandığı 3 Nolu kuleyi görebilecekleri mesafede oldukları halde bunu fark etmediklerinin altını çizdi.
SİS YOK 3 NOLU KULEYİ GÖRÜŞ MESAFESİ VAR
Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan yazıda olay saatinde havanın açık olduğu belirtildiği, güvenlik kamera görüntüleri incelendiğinde ise havanın yağışlı ve rüzgârlı olduğu, yoğun bir sis olmadığı müddetçe bu kulelerden 3 Nolu kulenin çok rahatlıkla görülebildiği için kuleye tırmanan teröristleri fark edebilecekleri halde bunu görmedikleri belirtildi.
6 SANIĞA CEZA 16 SANIĞA BERAAT
Mahkeme, İnfaz Koruma Memurları Recai Dağkuşu ile Cesim Demirtaş’ı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükümlünün kaçmasına imkân sağlamak suçundan 20’şer yıl hapisle cezalandırdı, ardından cezayı iyi hal indirimini düzenleyen 62. Madde uyarınca 16 yıl 8’er aya indirdi. 3 sanık görevi kötüye kullanmaktan 1’er yıl hapisle cezalandırılırken, 1 sanık dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmaktan 2 yıl hapisle cezalandırıldı. Asker ve infaz koruma memurlarından oluşan 16 sanığın delil yetersizliğinden beraatlarına karar verildi. Mahkemenin bir üye hakimi ise tüm sanıkların delil yetersizliğinden beraat etmeleri gerektiği yönünde cezalandırılan sanıklar yönünden karara muhalefet şerhi yazdırdı. Tüm aramalara rağmen yakalanamayan bu teröristlerin Kandil’de oldukları ortaya çıktı. Bunlardan Devrim Kavak ile Osman Kılıç farklı tarihlerde düzenlenen operasyonlarda öldürülürken, Ulaş Arslan, Beşir Arcagök, Diyar Kaydu, Ramazan Aslan ise halen terör örgütünün dağ kadrosunda bulunuyor.
Kaynak: SACITASLAN.COM