Aslında bu bir tesadüf değil, çünkü beynimiz bu davranışı çok kolay bir şekilde algılıyor.
Kaşınan birini gördüğünüzde artık kaşınmayacağınıza dair bir söz veremesek de bunun sebebini açıklayacağız.
Beynimiz, karmaşık bir sinirsel ağı tarafından yönlendiriliyor ve bazı davranışların sosyal olarak bulaşıcı olabileceğini bize gösteriyor.
Bu konuda araştırma yapan bilim insanları, kaşıntının son derece doğal bir davranış olduğu konusunda hemfikir. Kaşınan birisini görmek, otomatik olarak bize de kaşınma dürtüsü yüklüyor.
Beynimizdeki sinir devreleri, bir kişinin kaşınmasıyla ilgili görsel veya duyusal ipuçlarını algıladığında kaşıntıya yönelik bir tepki tetikleniyor. Bu tetikleme, suprakiazmatik çekirdek (SCN) adı verilen bir beyin bölgesinde gerçekleşir. Görsel uyaranları algılayan beyin bölgeleri de kaşıntıya neden olan GRP'yi salgılamaya başlarlar.
Fareler üzerinde yapılan bir araştırmada, bir farenin diğerinin kaşındığını gördüğünde beyninde GRP salgıladığı tespit edildi.
Bu durum da kaşıntının bulaşıcılığının, beyinde belirli kimyasal sinyallerin etkileşimiyle ilgili olduğunu gösteriyor. Fakat bu tepki tamamen kontrolsüz değil. Araştırmacılar, GRP'nin veya GRP reseptörünün bloke edilmesiyle farelerin kaşıntıyı gördüğünde kaşınma isteklerinin azaldığını tespit ettiler.
Bu da bize, kaşıntının zihinsel bir tepkiden ibaret olmayıp belirli kimyasal sinyallerin etkisi altında gerçekleşen fizyolojik bir yanıt olduğunu da kanıtlıyor.
Dolayısıyla kaşınan birini gördüğünüzde içinizde oluşan o kaşıntı hissi geldiğinde korkmayın. Bu, beyninizin yalnızca içgüdüsel bir yanıtından ibaret.
Kaynaklar: Washington Üniversitesi, BBCİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Kaynak: WEBTEKNO.COM