Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve eşi Sibel Tatar’ın öncülüğünde hazırlanan Kıbrıs Türk kültürü ve tarihini yansıtan Kıbrıs Kapıları ve Sandıkları Müzesi’nin açılışına katılarak konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’nin bugünlere gelmesinde tüm kurum ve kuruluşlarıyla büyük katkısı olduğunu söyledi.
Kıbrıs Kapıları ve Sandıkları Müzesi Lefkoşa Mücahitler Sitesi’nde düzenlenen törenle açıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, eşi Sibel Tatar ile Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Emine Ziba birer konuşma yaptı.
FOLK-DER tarafından sunulan halk dansları gösterisi ardından, müzenin açılışı yapıldı.
-Tatar: “Müze ülkenin tarihini yansıtıyor”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar açılışta yaptığı konuşmada, Türk Mukavemet Teşkilatı binasında ikinci müzeyi açmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Mücahitler Sitesi binasında yer alan ilk müzede Kıbrıs Türk mücadele tarihini yansıtan bir takım eserler ve heykeller bulunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, bugün aynı binada ülkenin tarihini yansıtan Kıbrıs kapıları ve sandıklarıyla ilgili ikinci müzenin de açılışını yaptıklarını kaydetti.
Geçmişten günümüze adada birçok medeniyetin yer alarak, geriye birçok miras bıraktığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, kendilerinin de bu kültürel mirası korumak için çalıştıklarını anlattı.
Kıbrıs Kapıları ve Sandıkları Müzesi’nin çok değerli bir çalışma olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, katkılarından dolayı eşi Sibel Tatar’a teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasında müzenin hazırlanmasının kolay olmadığını ve uzun bir zaman aldığını belirterek, çalışmalarda çok değerli sanatçıların, kültür insanlarının, eğitmenlerin, öğretmenlerin büyük emekleri olduğuna işaret etti.
-“Gelecek nesillere aktarılması ve dünya mirası olarak korunması önemli”
Müzede yer alan tüm güzelliklerin toplumun zenginliği ve değeri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, tüm bunların gelecek nesillere aktarılması ve dünya mirası olarak korunmasının önemli olduğunu vurguladı.
KKTC Hükümeti’nin bu zenginliklere hem zaman, hem de bütçe ayırabilmesinin kültüre verdikleri önemi yansıttığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, bu çalışmaların KKTC’nin tanınmasına da büyük katkı koyacağına inanç belirtti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konuşmasında, KKTC’nin bugünlere gelmesinde tüm kurum ve kuruluşlarıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük katkısı olduğunu söyleyerek, 3 Mayıs’ta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla yeni Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve yeni Cumhuriyet Meclisi'ne taşınacaklarını açıkladı.
-“Temennim bugünkü Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın da birgün müzeye dönüştürülerek topluma kazandırılması”
Şu anda Cumhurbaşkanı Sarayı olarak kullanılan binanın 1930'lu yıllarda yapıldığını, binanın 1963'ten bu yana ilk önce Dr. Fazıl Küçük, daha sonra Rauf Raif Denktaş ve diğer cumhurbaşkanları tarafından kullanıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, temennisinin bugünkü Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın da birgün müzeye dönüştürülerek topluma kazandırılması olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanlığı görevini yürüttüğü son dört buçuk yılda kültüre, sanata ve Kıbrıs Türk halkının önem verdiği tüm değerlere dair birçok çalışma yaptıklarını belirterek, tüm bunları yaparken tek başına olmadığını, eşi Sibel Tatar'ın tüm aşamalarda kendisine çok büyük katkıları olduğunu ifade etti.
-Sibel Tatar: “Ada’da sergilenmeye muhtaç birçok kültürel değer var”
Konuşmasına bir alıntı yaparak başlayan Siber Tatar ise, “Benim kültür ve tarih zengini güzel Adam. Senin kültürel mirasını ve medeniyetler zenginliğinin değerini bilerek hak ettiğin şekilde geleceğe taşınmasını sağlamak en büyük vazifemizdir. Farklı kültürlerin gelip geçtiği, iz bıraktığı adamızda bu kültürel zenginliğin fark edilmez, hatta gelecek nesillere öğretilmez ve sevdirilmezse ülkemizin geleceği tehlike altındadır demektir.” ifadelerini kullandı.
Müzede zengin bir kültürel mirasın en güzel kapı ve sandık örneklerini bir araya toplamaya çalıştıklarını aktaran Sibel Tatar, çalışmanın ortaya çıkma aşamaları hakkında bilgi verdi.
Sibel Tatar, müzede sergilenen 40 orjinal sandığın çoğunluğunun Eski Eserler ve Müzeler Dairesi'nin depolarında yer aldığını, bunların sanatçıların katkılarıyla bakımlarının yapılarak, sergilenebilir duruma getirildiğini, birkaç tanesinin ise diğer müzelerden alındığını söyledi. Sibel Tatar, 40 orjinal sandığa ek olarak 13 de replika sandık yapıldığını anlattı.
Sandıkların yanı sıra Otello Kapısı, Haydarpaşa Cami’nin kapısı gibi çok kıymetli 25 kapının da replikalarını yaptırdıklarını işaret eden Sibel Tatar, bu çalışmalara katkı koyanlara teşekkür etti.
Sibel Tatar, tüm bu kültürel mirası görsel olarak topluma kazandırdıklarına dikkati çekerek, müzenin ziyaretçisinin bol olması temennisinde bulundu.
Adada sergilenmeye muhtaç birçok kültürel değer daha olduğunu vurgulayan Sibel Tatar, tüm bu kültürel zenginliğini dünyayla paylaşmanın sadece kendi tarihlerini sahiplenmek açısından değil, bir dünya mirasını da dünyayla paylaşma vazifesi olduğunu kaydetti.
Konuşmasında ülkedeki sanat eserlerinin korunmasının önemli olduğunu da vurgulayan Sibel Tatar, birçok ev ve kapının koruma altında olduğunu ancak çalışmaları sırasında iki tane kapının çok kötü durumda olduğunu, bazı kişilerin kapıların üzerlerine poster asarak zarar verdiklerini söyledi. Sibel Tatar, bu zenginliklerin korunmasının bir vatandaşlık görevi olduğunu hatırlattı.
Sibel Tatar son olarak, müze açılışına katılanlara teşekkür ederek, “Bize destek verdiğiniz, kültüre destek verdiğiniz ve paylaştığınız için çok teşekkür ederim.” dedi.
-Ziba: “Kültürel mirasımızı yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla işbirliği içindeyiz”
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Emine Ziba da törende yaptığı konuşmada, Sibel Tatar öncülüğünde Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nin katkılarıyla kültürel mirasın yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla çok güzel ve güçlü bir iş birliği içinde olduklarını söyledi.
Adanın tarih boyunca pek çok medeniyete ve kültüre ev sahipliği yaptığını anlatan Ziba, farklı kültürlerin özelliklerini taşıyan mimari bir çeşitliliğe sahip olunduğunu ve bu mimari yapılarda ilk göze çarpanın ön cephede yer alan kapılar olduğunu kaydetti.
Ziba, kapıların bulundukları dönemin sosyal yaşamı, kültürü hakkında bilgi verdiğini de aktararak, kendilerinin farklı dönemlerde yapılmış 25 kapının replikasını hazırladıklarını ve müzeye yerleştirdiklerini dile getirdi.
Evlerde halen bulunan Kıbrıs çeyiz sandıklarının geleneksel el işçiliği ve ustalığının en seçkin örnekleri olduğunu ifade eden Ziba, müze ve depolarında bulunan orijinal sandıkları bir araya getirdiklerini kaydetti.
Ziba, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’na bağlı Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü olarak en birinci görevlerinin kültürel mirası ortaya çıkarmak, korumak ve geleceğe ışık tutacak şekilde kullanmak olduğunu belirterek, “Amacımız turizme, kültüre ve gençliğe hizmet etmektir.” dedi.
Sibel Tatar’ın öncülüğünde başlatılan çalışmaya katkı koyan herkese teşekkür eden Ziba, müzenin herkese hayırlı olmasını diledi.
