Gündem

MSB: "Suriye'de çatışmasızlık için İsrail ile teknik görüşme yapılmıştır"

MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri ve Bakanlık Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk, son iki haftada yapılan faaliyetlere ilişkin bakanlıkta bilgilendirme toplantısı düzenledi.

MSB:
10-04-2025 15:08

Tuğamiral Aktürk, terörle mücadele operasyonlarına ilişkin, "Savunma ve güvenliğimizin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; beka ve güvenliğimiz için terörle mücadelesini ve hudut güvenliğinde etkin tedbirler almayı kararlılıkla sürdürmektedir. Son iki haftada, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde icra edilen terörle mücadele operasyonları ile 18 terörist etkisiz hale getirilmiş, Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 1 PKK'lı terörist teslim olmuş, bölgede yapılan arama tarama faaliyetlerinde tespit edilen mağaralarda teröristlere ait çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirilmiştir" ifadelerini kullandı.

'4 BİN 43 KİŞİ HUDUDU GEÇEMEDEN ENGELLENDİ'

Hudutlardan, yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 8'i terör örgütü mensubu olmak üzere 209 kişinin yakalandığını aktaran Aktürk, "4 bin 43 kişi ise hududu geçemeden engellenmiştir. Böylece 1 Ocak'tan bugüne kadar; Irak ve Suriye'nin kuzeyi dahil etkisiz hale getirilen terörist sayısı 555, hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 1372, engellenen kişi sayısı da 21 bin 358 olmuştur. Ayrıca son iki haftada gerçekleştirilen operasyonlarda yaklaşık 10 kilogram uyuşturucu madde ele geçirilmiştir" dedi.

'İSRAİL'İN BU SALDIRILARI BİR AN ÖNCE SONLANDIRILMALIDIR'

Tuğamiral Zeki Aktürk, İsrailli yetkililerin son açıklamaları ve kutsal mekanlardaki kışkırtıcı davranışlarının, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırdığını aktararak, "İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonlarını ve Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşim faaliyetlerini sürdürmesinin yanında, bölge ülkelerine yönelik saldırılarını durdurmaması, bölgemizin istikrar ve barışına zarar vermektedir. Kendisine yönelen bir tehdit veya saldırı bulunmadığı halde, yersiz ve temelsiz gerekçelerle Suriye'nin egemenlik ve toprak bütünlüğüne zarar vermeye, güvenlik ve istikrarını bozmaya yönelik provokasyon amaçlı saldırılarını sürdüren İsrail'in bu saldırıları bir an önce sonlandırılmalıdır. İsrail'i iyi komşuluk prensiplerine uygun hareket etmeye ve Suriye'nin istikrar ile güvenliğine katkı sağlamaya davet ediyoruz. Bölge güvenliğinin tesisi için İsrail'in yayılmacı ve işgalci tavrından vazgeçmesi, uluslararası toplumun ise İsrail'in bu hukuksuzluğuna engel olma sorumluluğunu üstlenmesi gerekmektedir" diye konuştu.

'ORTA MENZİLLİ MODERN TANKSAVAR FÜZESİ ENVANTERE ALINMIŞTIR'

Tuğamiral Aktürk, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin imkan ve kabiliyetlerinin artırılmasına yönelik faaliyetlere devam edildiğini belirterek, "Bu kapsamda, Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca muhtelif miktarda, Dragoneye-2 termal kamera, zırhlı akaryakıt tankeri ve orta menzilli modern tanksavar füzesi envantere alınmıştır" dedi.

'TSK GİTTİĞİ HER YERE İSTİKRAR VE BARIŞ GÖTÜRMEKTEDİR'

Aktürk'ün sunumu sonrası, bakanlık kaynakları gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakanlık kaynakları, Suriye'deki son durum ve İsrail'in Suriye'ye ait üsleri vurmasına ilişkin, "Türkiye olarak, Suriye'deki yeni hükümetin talepleri doğrultusunda, savunma kapasitelerinin artırılması ve başta DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütleri ile mücadelelerine destek sağlıyoruz. Bu kapsamda eğitim maksatlı üs kurulmasına yönelik değerlendirmeler devam etmektedir. Türkiye'nin yegane amacı Suriye'nin toprak bütünlüğünün, istikrar ve güvenliğinin sağlanması ile terörden temizlenmesine yardımcı olmaktır. Türkiye'nin bunu yapmaya niyeti, kapasitesi ve vizyonu vardır. Bu amaçla yapılan ve yapılacak tüm faaliyetler iki devlet arasında varılan mutabakat kapsamında, uluslararası hukuka uygun ve üçüncü ülkeleri hedef almadan icra edilmekte ve edilecektir. Türk Silahlı Kuvvetleri, gittiği her yere istikrar ve barış götürmektedir ve kendisine tehdit olmayan kimse için tehdit değildir. Buna karşın İsrail, çatışmacı dış politika anlayışı ile hareket ederek Türkiye'yi haksız ithamlarla hedef göstermektedir. Provokatif açıklamalarla da iki ülke arasında sözde bir tansiyon, gerilim varmış gibi uluslararası kamuoyunda algı oluşturmaya, kafa karışıklığı yaratmaya çalışmaktadır. İsrail'in hukuksuz eylemlerini örtbas etmek amacıyla seçtiği bu yolu daha fazla sürdürebilmesi mümkün değildir" dedi.

'ÇATIŞMASIZLIK İÇİN ÇALIŞMALARA DEVAM EDİLECEKTİR'

Bakanlık kaynakları, Suriye'de çatışmasızlık mekanizması amacıyla İsrail'le temas sağlanıp sağlanmadığına yönelik soruya, "Suriye'de istenmeyen olayların yaşanmaması için bir çatışmasızlık mekanizması kurulması konusunda dün Azerbaycan'da ilk teknik görüşme yapılmıştır. Çatışmasızlık mekanizmasının kurulması için çalışmalara devam edilecektir" yanıtını verdi.

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, SDG'nin Halep ve Tişrin Barajı'ndan çekilmesine ilişkin, "Daha önce ifade ettiğimiz gibi terör örgütü SDG'nin, Suriye hükümetiyle yaptığı anlaşmanın sahaya yansımalarının önemli olduğunu ifade etmiştik. Bu kapsamda terör örgütü SDG'nin Halep ve Tişrin Barajı'ndan çekilmesi ve Suriye hükümetine devrine yönelik hususlar tarafımızdan titizlikle takip edilmektedir" ifadelerini kullandı.

'TÜRK DÜŞMANLIĞININ KÖRÜKLENDİĞİ GÖRÜLMEKTEDİR'

Bakanlık kaynakları, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde (GKRY) Türkiye karşıtı yeni bir terör örgütü kurulduğuna yönelik haberlere ilişkin, "Kıbrıs Türk halkına soykırım uygulayarak ENOSİS hedefiyle 1 Nisan 1955 tarihinde ilk eylemlerini gerçekleştiren ve Kıbrıs tarihine adını kanla yazdırmış olan EOKA terör örgütünün kuruluş yıl dönümü vesilesiyle GKRY ve Yunanistan tarafından yayımlanan mesajlar ve yapılan kutlamalar, kurulduğu iddia edilen yeni terör örgütünün motivasyonunu göstermesi açısından önem taşımaktadır. GKRY'de ve Yunanistan'da Türk düşmanlığının her geçen gün arttığı gözlemlenmekte; genç nesillere aileden başlayarak, okulda, kilisede, kışlada ENOSİS arzusunun verildiği ve Türk düşmanlığının körüklendiği görülmektedir. Bu gelişmeler Rum-Yunan zihniyetinin Kıbrıs politikasında geçmişten bugüne herhangi bir değişiklik olmadığını gözler önüne sermektedir. Türkiye'nin Ada'da Kıbrıs Türkü'nün güvenliği ve KKTC'nin (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) egemenliğine yönelik şiddet içeren herhangi bir eyleme izin vermeyeceği ve istenmeyen girişimlerin denenmesi durumunda bahse konu örgütün öncüllerinin akıbetine uğrayacağı unutulmamalıdır" dedi.

'TÜRKİYE YETKİLERİ KULLANMAKTAN ÇEKİNMEYECEKTİR'

Yunanistan, GKRY ve İsrail'in deniz altına kablo döşenmesiyle ilgili Navtex ilanı çalışmalarına değinen bakanlık kaynakları, "Türkiye, Doğu Akdeniz'de en uzun kıyıya sahip ülkedir. Türkiye'nin ve KKTC'nin bölgedeki varlığı gözetilmeden maksimalist talepler çerçevesinde Yunanistan, GKRY ile üçüncü taraflar tarafından planlanan ve ülkemizin rızası alınmadan deniz yetki alanlarımızdan geçmesi planlanan, fizibiletesi olmayan, yeterli kaynak tahsis edilmemiş ve tamamen tahrik amaçlı projelerin, Doğu Akdeniz'de ısrarla sürdürülmeye çalışılması mümkün değildir. Hak ve menfaatlerimizi gözetmeyen bu tür davranışlara karşı bizim tutumumuzda bir değişiklik bulunmamaktadır. Daha önce ne yaptıysak yine aynısını yapmaya devam edeceğiz. Bu konuda ısrarcı olunmasının bir anlamı bulunmamaktadır. Bununla birlikte Ada'daki Türk varlığını yok sayan, hassas dengeleri bozma amaçlı her türlü girişime karşı Kıbrıs Türklerinin güvenliğinin sağlanması, hak ve menfaatlerinin korunması için gerekli tüm tedbirler tarafımızdan alınmaktadır. Türkiye, GKRY'nin Kıbrıs Türklerinin güvenliğini ve Ada'da barış ve istikrar ortamını tehdit eden faaliyetlerine karşı garantörlüğün kendisine vermiş olduğu yetkileri kullanmaktan çekinmeyecektir" dedi.

'LİBYA'YI, LİBYA OLARAK ANMANIN ZAMANI GELMİŞTİR'

Bakanlık kaynakları, Libya Ulusal Ordusu Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Saddam Hafter'in Türkiye'ye yaptığı ziyarete ilişkin, "Türkiye ve Libya, derin tarihi ve kültürel bağları olan iki dost ülkedir. Bilindiği üzere, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin 2020 yılında Türkiye'den yardım talebi üzerine sağladığımız destek ile sahada bir denge oluşmuş, ateşkes sağlanmış ve siyasi süreç başlamıştır. İlk günden beri amacımız Libya halkının birlik, beraberlik, barış ve istikrar içerisinde yaşamasıdır. Libya'da 4 Nisan 2018'de başlayan kardeş kavgasının yıl dönümü olan 4 Nisan 2025 tarihinde Libya Ulusal Ordusu Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Saddam Hafter ülkemizi ziyaret etmiş ve kardeş kavgasının sonlandırılması ile 'Birleşik ve Tek Libya' oluşturulması hedefi kapsamında yeni, önemli stratejik bir adım atılmıştır. Libya'yı artık doğu-batı olarak değil, Libya olarak anmanın zamanı gelmiştir. Bu resmi ziyaret, tüm Libya'yı kucaklayan ve Libya'daki kapsayıcı ve istikrarı teşvik eden politikamızın bir yansıması olması bakımından önem arz etmektedir. Libya'nın istikrarı ve selameti için bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da çaba göstererek, ilişkilerimizi daha ileri seviyeye taşımak için inisiyatif almaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

DHA

Kaynak: SACITASLAN.COM

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER